Mahmurluğumuz güzden güzelden
yapraklara savurdukça fırçasını
tadına varmadığımız hüznün
koyu sersemlikle geçme korkusu
açar iri iri bir ton gözlerimizi
alkış bekler mahir usta güz
bilir dağlar kıvrım kıvrım fırça düz
yaprak kıvranır gün kısalır
dalında kurur umut
ondan geçmez içimizden
kimseyi sobelemek
deriz ya oyun biter ya ömür
n'olacak ebe kalsak hep
bütün oyunlarda sadece biz
nasılsa çıkar bir pürüz
bütün duyarlılığın evrene
insan kalacağım dese
aldırmadan kötüye kötülüğe
çiçek olsan en güzelinden
tutuverir kapıları güz
denidünyada karşılıksız
işi iyi yapma hevesimiz
bağımlı değişkenleriz
değişiriz bağımsızlığında
güz de ben de sarının bütün tonları da
pozitif katsayısı korelasyonun
ilişki bütün evren huşu içinde
korumak için ahengi biz de...
Ahmet DOĞRU